Demo v1.0

6 Ekim 2024, Pazar

Beta v1.0

Kemer Sıkma Zenginlerin Zenginleşmesi İçin Var!

Milyarderlerin servetlerini ikiye katladıkları 14 yılın ardından, siyasi elitin emeklileri ve çocukları açlığa mahkûm etme tercihi, kemer sıkmanın tam bir aldatmaca olduğunu göstermektedir.
Çeviren:
Ilgın Baran Öcal
Kaynak:
Tribune

Başlıklar

Milyarderlerin servetlerini ikiye katladıkları 14 yılın ardından, siyasi elitin emeklileri ve çocukları açlığa mahkûm etme tercihi, kemer sıkmanın tam bir aldatmaca olduğunu göstermektedir.

Seçmenlerim, her geçen gün zor kararlar almak zorunda kalıyor. Evini mi ısıtacağına yoksa tenceresini mi kaynatacağına karar vermek gibi zor kararlar. Bu ayın kirasını ödemek için borca girmek mi yoksa aile sigortasını ödemek için evini satmak mı gibi zor kararlar.

İnsanlar zorlu tercihlerde bulunuyor çünkü hükümetler yanlış tercihlerde bulundu. Tory dönemindeki kemer sıkmanın ekonomimizi zayıflatacağı ve sahip olduğumuz kamu hizmetlerinin büyük bir kısmını yok edeceği konusunda uyarmıştık. Dikkate alınmadık ve toplumun en yoksulları bunun bedelini ödedi.

“Kemer sıkma”, herkesin diline pelesenk olmuş bir ifade değil sadece, yoksulluğa sürüklenmiş milyonlarca insanın süregelen acımasız gerçekliğidir. Borç sarmalına mahkum edilenlerin endişesinin ve çaresizliğinin yüzüdür. Rekor sayıda insanın, korunaksız bir biçimde sokaklarda yattığı gecenin dondurucu soğuğudur. Yaşamsal destekten mahrum bırakılanların mezarlığıdır kemer sıkma; 300 binden fazla ölüm, kemer sıkma politikalarıyla doğrudan ilişkilidir.

Kemer sıkmayı çoğu zaman kamu harcamalarından kısılması bağlamında konuşuruz ama bu, madalyonun yalnızca bir yüzü. Hükümet, kamu hizmetlerini kaynaklardan yoksun bırakarak özelleştirme için elverişli bir ortam yarattı. Bunu, en şiddetli haliyle NHS’te1National Health Service (Ulusal Sağlık Hizmeti). -çn. gördük: Yeterli ödeneğin sağlanmadığı bir kamu hizmeti, yalnızca memnuniyetin değil, aynı zamanda bizzat kamusal sağlık hizmeti ilkesine olan inancın azalmasına yol açar. Kemer sıkmanın tasarruf etmekle bir ilgisi asla olmadı (Muhafazakârların iktidarında Birleşik Krallık’ın borç yığını her geçen yıl arttı). Mesele, parayı en yoksuldan en zengine aktarmaktı. Birleşik Krallık’taki toplam servet, 2010 ve 2018 arasında 5.68 trilyon sterlin arttı. Bunun %94’ü hanelerin en zengin yarısına gitti. En yoksul yarısına ise bunun %6’sı gitti. Çocuk yoksulluğu 2007’den beri en yüksek seviyelere doğru tırmanırken, Britanya’nın milyarderleri zenginliklerini iki katının üzerine çıkardılar.

Sahip olduğumuz kamu hizmetlerinin ödeneğinin kesilmesi, parçalanması ve satılığa çıkarılması, siyasi bir karardı. Ve başarısızlığa uğramış bu ekonomik deneyimi tekrarlamak da siyasi bir karar olacak.  Başbakan, halkı önlerindeki “zor kararlara” hazırlamak için geçen hafta ulusa “sancılı olacak” diye seslendi. Acaba Muhafazakârlardan onların sloganlarını yeniden kullanmak için izin aldı mı? Diğer bakanlar, bir adım daha ileri giderek çocukları ve emeklileri fakirleştirmekten başka hiçbir seçeneğe sahip olmadıklarını belirtti. Görünüşe göre, eğer kamu maliyesini onarmak istiyorsak çocukları sefalet içinde bırakmak kaçınılmazmış. Bize ciddiyetsiz bir biçimde, sterlinin erimesini durdurmak istiyorsak kışlık yakıt yardımının kesilmesinin şart olduğu söylendi.

Bakanların halkın gözünü boyamaya çalışması hayret verici. Hükümet, kendileri için uygun bir dizi seçeneğin olduğunu biliyor. Zenginlerden alacakları servet vergileriyle 10 milyar sterlin kaynak yaratabilirler. Halkın parasını özel sözleşmelerle çarçur etmeye bir son verebilirler. Su ve enerjiyi bütünüyle kamu mülkiyeti haline getirerek elektriğin temelde yeniden dağıtımını başlatabilirler. Tüm bunlar yerine, bir şeylerin değişeceğine dair kendilerine söz verilen insanların ellerinden kaynaklarını alma yolunu seçtiler. Yığınla para var, sadece yanlış kişilerin ellerinde – ve bakanların almaya mecbur olmadıklarını bildikleri acımasız kararlardan dolayı pişmanlık duyuyormuş numarası yapma girişimlerine kanmayacağız.

Hele ki bazı bakanlara göre pişmanlık duymaya hiç mi hiç gerek olmadığı için kanmayacağız. Hayır, kışlık yakacak yardımının kesilmesi sözde ilerici bir seçimdir, çünkü yardımı en çok ihtiyacı olanlara yönlendirme gerekçesiyle ihtiyacı olmayanlardan destek alır. Gerçek ise oldukça farklıdır. Gelir testi,2Devlet desteği için başvuruda bulunan kişilerin durumlarını ortaya koymaya yönelik yapılan araştırma. -çn. desteğin en çok ihtiyaç duyulan yere gitmesini sağlamıyor. Emeklilik Kredisi almaya hak kazanan emeklilerin sadece %63’ü bu krediye başvurmaktadır. Eğer bu oran Kış Yakıtı Ödemeleri için de geçerli olursa, neredeyse 1 milyon yoksul emekli bu yardımdan mahrum kalacak. IFS’in hesaplamalarına göre %100’lük bir katılımın sağlanması, hükümete 2 milyar sterlinden fazla bir maliyet getirecektir ki bu da kesinti yaparak tasarruf edeceklerini söyledikleri 1.4 milyar sterlinden daha fazladır.

Bunun ötesinde, ödenecek çok daha büyük bir bedel var. O da temel bir ilkenin yok edilmesi: evrenselcilik. Evrensel bir sosyal yardım sistemi, ona muhtaç olanların damgalanması durumunu azaltır ve başvuruda bulunmakta zorlananların önündeki engelleri kaldırır (Her ikisi de gelir testine tabi ödemelerin bu kadar düşük olmasının nedenidir). Gelir testi için sırada ne var? Devletin verdiği emeklilik maaşı mı? NHS mi?

Hükümet gerçekten servet eşitsizliğini önemsiyor olsa, evrenselcilik ilkesine saldırmazdı. Toplumumuzun en zenginlerinin vergilerini arttırır, böylece herkese ihtiyaç duyduğu desteği ve ensesi kalınların da paylarına düşen neyse onu ödemelerini sağlardı.

Siyaset tercihlerle ilgilidir. İşçi Partisi en zor durumda olanların koşullarını iyileştirmek için kuruldu; çocukları ve emeklileri sefalete sürüklemeyi seçenler kendilerine şu soruyu sormalı: Seçmenlerim ben bunu yapayım diye mi bana oy verdiler? Parlamentoda, daha eşit bir dünyayı savunan vekillerle yan yana çalışmaktan gurur duyuyorum. Kemer sıkmanın yanlış seçenek olduğuna inanıyoruz ve farklı bir tercih yapmak isteyenlere kapımız her zaman açık.

Evrenselcilik ilkesi, herkesi önemseyen bir toplum ilkesi olarak uğruna savaşmaya değer.

 

Notlar

(1) National Health Service (Ulusal Sağlık Hizmeti). -çn.

(2) Devlet desteği için başvuruda bulunan kişilerin durumlarını ortaya koymaya yönelik yapılan araştırma. -çn.

 

Orijinal Başlık: Austerity Is Labour’s Choice
Yazar:
Jeremy Corbyn
Türkçeye Çeviren:
Ilgın Baran Öcal
Editör:
Bekir Demir