MUKADDİME
Bekârlar hakkında zehir zemberek, gerçek dışı ve yanlış bilgilerle yazılanlar ve söylenenler devam ededursun; biz, boşanmış, ayrı yaşayan, dul ve hiç evlenmemiş bekârlar olarak; efsaneleri gömmek, gerçekleri açığa çıkarmak, ruhlarımızı şenlendirmek, özgürlüğümüzü teşvik etmek ve bekârlar olarak büyük talihimizin farkına varmak için bu manifestoyu hazırlıyor ve yürürlüğe koyuyoruz.
KISIM I
Kendine karşı tutum
- Bir bekâr olarak, başka hiç kimsede bulunmayan özellik ve yeteneklerin özel bir bileşimine sahip eşsiz bir kişi olarak kendimi takdir edeceğim.
- Kendimi takdir etmeden başkalarına saygı duyamayacağımın ve onları sevemeyeceğimin farkında olacak, sağlıklı bir özsaygı ve yüksek bir özdeğer duygusu geliştirecek ve muhafaza edeceğim.
- Sorumluluğun kendi içimde başladığının bilincinde olarak, her zaman kendi eylemlerimin sorumluluğunu üstleneceğim.
- Başkalarına kendimden bir şey kattığımda özsaygımın da buna bağlı olarak yükseleceğini bilerek, tüm yeteneklerimi ortaya koymaya çalışacağım, böylece toplumsal olarak tetiklenen aşağılık duygusunu ortadan kaldırabileceğim.
- Hedefler koyacağım ve bu hedeflere ulaştığımda coşku duyacağımı ve kendime duyduğum saygımın artacağını bileceğim.
- Bir hedefi veya zor bir görevi başardığımda kendimi ödüllendireceğim, kendimden verme ruhuna ne kadar çok sahip olursam başkalarına o kadar çok verebileceğimi bileceğim, ki ödüller, hayırseverlik gibi, evde başlar.
- Yalnızlık ile tek başına olmak arasında büyük bir fark olduğunu bilerek yalnızlığa tamamen yeni bir gözle bakacağım. Yalnızlığın insanlık durumunun bir parçası olduğunun farkında olacak ve bununla yüzleşerek yalnızlığın olumlu yanlarının kıymetini bileceğim.
- En içten şekilde, bekâr olmanın bir sorun teşkil etmediğini bileceğim ve daha fazla cesaret göstererek, bunun sorun olmaktan da öte, kişisel gelişimimin sürekliliği için büyük ve henüz değerlendirilmemiş bir fırsat olabileceğini bileceğim.
KISIM II
Başkalarına karşı tutum
- Kendim olmak bakımından özgürleştikçe başkalarıyla ilgilenmek cihetinden de özgürleşeceğimi ve böylece ilişkileri olağan bir sonuç olarak kavrayacağımı, onları kabul etmekte ya da reddetmekte özgür hissedeceğimi bilerek “tek ve biricik” olanı aramaktan vazgeçeceğim.
- “Tek ve biricik” olanı aramak yerine, dostluğun muazzam kıymetinin farkına varacağım ve hem aynı hem de karşı cinsten anlayışlı, değerli dostluklar geliştireceğim. Şehvetten arınmış arkadaşlıkların sadece mümkün değil, aynı zamanda başarılı bir bekâr yaşamının gerekli bir parçası olduğunun farkına varacağım.
- Mevcut “dostlarımın” envanterini çıkaracak, olumsuz ve zararlı olanları geride bırakıp yararlı ve besleyici olanlarla bağlarımı geliştireceğim.
- Bekârlarla aynı ortama girdiğimde, orada tanıştığım bekârları “kaybedenler” olarak değil, potansiyel dostlar olarak göreceğim; tavrımın daha kapıdan içeri adımımı atmadan algımı şekillendireceğini bileceğim.
KISIM III
Topluma karşı tutum
- Boşanmış, ayrı yaşayan, dul veya hiç evlenmemiş olsun, bekârlığın dört kategorisinin de benzer ayrımcılıklara maruz kaldığını, yaşımız ve cinsiyetimiz ne olursa olsun düşündüğümüzden çok daha benzer olduğumuzu kabul edeceğim.
- Cinsiyetler arasındaki sözde savaşın toplumsal bir mit olduğunu, erkeklerin ve kadınların korku, reddedilme, yalnızlık, üzüntü, neşe, ilgi, paylaşım ve sevgiye verdikleri tepkiler açısından birbirlerinden farklı olmaktan ziyade benzer olduklarını ve bekârlar olarak kadın ve erkekler arasında anlayış ve empati geliştirmek için eşsiz bir fırsata sahip olduğumuzu fark edeceğim.
- Artık bekâr biri olarak bana yapılan haksızlıklara sessizce katlanmayacak, aksine bunların ortadan kaldırılması için elimden gelen her şeyi yapacağım.
- Özgür bir bekâr hayatı yaşamayı seçerek, bekârlığın itibarının yükseltilmesine yardımcı olacağım. Bunu yaparak evliliği zayıflatmak yerine güçlendirmiş olacağım, çünkü gerçekten evlenmeme seçeneğine sahip olduğumuzda, evlilik bir eşleştirme toplumunun dayatması değil, özgür bir seçim olarak görülecektir.
- Son olarak, evliler ve bekârlar arasında iyi niyeti teşvik etmek için üzerime düşen her şeyi yapacağım, çünkü anlaşmazlıklar ancak her birimiz eşsiz birer insan olarak kendinin farkına vardığında; özerk, özgür, kendini gerçekleştirmiş ve “bütün” olmanın evli ya da bekâr olmakla hiçbir ilgisi olmadığını, nihayetinde kendimiz olmaktan kaynaklandığını anladığımızda azalacaktır.



