Demo v1.0

5 Kasım 2024, Salı

Beta v1.0

Chopin: Polonya Dansının Zaferi

İlham! Güç! Coşku! Hiç şüphesiz böylesine bir ruh Fransız Devriminde yer almalı. Şu andan itibaren, bu Polonez bir sembol haline gelmeli, destansı bir sembol.
Çeviren:
Başak Kazan
Kaynak:
Culture Matters

Frederic Chopin 22 Şubat 1810’da Varşova yakınlarında Zelazowa Wola’da Polonyalı bir anne ve Fransız bir babanın evladı olarak dünyaya geldi. Varşova’da büyüdü ancak Polonya halkının çarlık baskıcılara karşı ayaklanmasından kısa bir süre önce 1831’de Polonya’yı terk etti ve Paris’e taşındı. 17 Kasım 1849’da 39 yaşında vefat edene kadar burada yaşadı. Paris’te sevgilisi Fransız George Sand, Macar milliyetçisi ve besteci Franz Liszt, devrimci Fransız ressam Eugène Delacroix, Polonyalı usta şair ve politik aktivist Adam Mickiewicz, sürgün Alman şairi Heinrich  Heine gibi dönemin belli başlı seçkin reformist temsilcileriyle dostluk kurdu.

Mazurkalar ve Polonezler

Chopin, Polonya’yı her zaman yakından takip etti. 1830 ve 1840 yılları boyunca Avrupa, siyasi baskı, kargaşa ve tutuculuğa tanıklık etti. Bu şartlar altında ulusal bilinci şekillendirmede, milli kültürlerin değeri ve bağımsızlık mücadelesi giderek daha önemli ve belirgin hale geldi. Büyümekte olan bu ulusal bilincin etkileri sanata ve müziğe de yansıdı.

Elbette Polonya müziği de buna dahildi. Prusya, Rusya ve Avusturya tarafından üçlü işgal altında olan, bağımsızlıklarından mahrum bırakılan, Kutsal İttifak’ın Holy Alliance baskısı altında ezilen, milli kültürü bastırılmış olan Polonya halkı yaşadığını ve savaştığını sanat vasıtasıyla kanıtladı. Bir yandan şiirde Mickiewicz’in öte yandan müzikte de Chopin’in dehası bu zorlukları sanatlarında işlemiştir.

Chopin ağırlıklı olarak piyano için eserler yazmıştır. Mazurkalar ve Polonezler gibi Polonya köy dans türlerinden sıklıkla yararlanarak insanlarının arzularına ve zorluklarına ses olmak adına daha küçük formlar seçmiştir. Böylelikle, bütün ülkenin müziğini yeniden hayata döndüren Chopin’in armonik dili Polonya Halk müziğinden etkilenmiştir. Chopin’in müziği, yalnızca Polonya’da bir geleneği tanımlamakla kalmamış uluslararası anlamda da müzikal mirasımıza çok şey katmıştır. Polonya direnişinin bu müdafaası bütün bağımsızlık yanlısı insanların kendileriyle özdeşleştirebileceği bir olgudur.

La Bemol Majör Polonezi (1842)

İlk eserini henüz yedi yaşındayken, yedi tanesini de Polonya’dan ayrıldıktan sonra yazan Chopin toplamda 17 Polonez bestelemiştir. Sonraki yapıtları ‘’Epik Dramatik Şiir‘ ’bağlamında türün tarihinde yeni bir çağ başlatmıştır. Bu yedi tamamlanmış dramatik eserin her biri kendine özgü şekil, tarz ve anlatıma sahiptir. Son üç eseri ise büyük dans şiirleridir. Chopin’in son dönem La bemol majör Polonezi (Opus 53, Héroïque) destansı bir tonda yazılmıştır. Eseri dinleyen George Sand bir mektubunda şöyle yazar:

İlham! Güç! Coşku! Hiç şüphesiz böylesine bir ruh Fransız Devriminde yer almalı. Şu andan itibaren, bu Polonez bir sembol haline gelmeli, destansı bir sembol.

Orta kısımdaki güçlü oktavlar bazı yorumculara saldıran hafif süvari erleri bir resmini diğerlerine de süvari alaylarını akıllara getirir. Bazı insanlar bu esere Polonya’nın ‘’gizli milli marşı’’ adını bile verdi. Ancak Chopin ardında bu Polonezi tamamlayacak bir hikâye bırakmadı. Bana kalırsa belki de bu yüzden eser Polonya dansının zaferi olarak görülmekte. Melodisi oldukça kendinden emin ve dansvari. İlerleme kaydettikçe sonunda apaçık bir zafer ile coşkun, gururlu ve korkusuz bir dönüş yapıyor. Ve Sand’in yorumu tam da bu muzaffer insanların bağlamında anlam kazanıyor.

 

Orijinal Başlık: Chopin and the revolutionary inspiration of his Polonaise in A flat major
Yazar: Jenny Farrell
Türkçeye Çeviren: Başak Kazan
Editör: Bekir Demir