Ahtapotlarla en eski ortak atamız yaklaşık 500 milyon yıldan fazla zaman önce yaşamıştı. Peki, o zaman neden bu kadar farklı gözüküp aynı zamanda insanlarla birçok belirgin benzerlik de gösteriyor gibiler? Belki de bu, vantuz dokungaçlarına ve kemiksiz olmalarına rağmen, gözleri, beyinleri hatta merakları ile bilgiye olan susuzluğumuzu bize anımsattığındandır.
Etolojide, davranış biliminde, “bilişsel beceri” olarak sınıflandırdığımız bu zekâyı araştırıyoruz. Bunlar, çevredeki bilginin algılandığı, işlendiği, dönüştürüldüğü, hatırlandığı ve karar vermekle beraber harekete geçmek için kullanıldığı mekanizmalardır.
Davranışsal açıdan bakıldığında, bir hayvanın yeni durumlara adapte olmakta ve davranışını düzenlemekte ne kadar esnek bir bilişsel beceriye sahip olduğunun iyi bir işaretidir. Birçok araştırma, ister doğal ortamlarında ister laboratuvar ortamında bir tankın içinde olsun, ahtapotların davranışlarında ciddi miktarda esnek olduğunu belirtir.
Silahlı ve tehlikeli
Peki ahtapotları bu kadar zeki yapan nedir?
Öncelikle savunma mekanizmalarına odaklanalım. Balıklar, kuşlar ve balinalar dahil olmak üzere birçok yırtıcı ile karşı karşıya olan ahtapotlar kamuflajın ustalarıdır. Ciltlerinin rengini ve hatta dokusunu değiştirerek çevrelerini taklit edebilirler.
Bir kabukları olmadığından ahtapotlar savunmasızlardır ve her zaman bir oyuk ya da bir kayanın altındaki bir boşluk gibi güvenli bir yerde gizli kalmaya çalışırlar. Bazı türleri kumdan kurtulup yerine minik taşlar ve deniz kabukları ekleyerek yuvalarını idame ettirirler. Bazıları kendilerini kabuk ve taşlarla sarmayı seçerken bazıları ise yuvalarını dokungaçlarıyla taşırlar. Hindistan cevizi ahtapotu da, adından anlaşılacağı üzere, böyledir ve tehlike anında içine saklanmak için Hindistan cevizi kabuğu taşırken gözlemlenmiştir.
Ahtapotlar da aslında vahşi yırtıcılardır ve saldırı mekanizmaları deniz kabukları, kabuklular, balıklar hatta diğer kafadanbacaklılar dahil tükettikleri büyük çeşitlilikteki avlar için uygundur. Görüş ve kamuflaj becerilerini avlanmak, kollarını da çevrelerinde ulaşabilecekleri her bir parça yiyeceği araştırmak, dokunmak ve tatmak için kullanabilirler.
Ahtapot oldukça düşünceli bir avcıdır. Gizlenmiş avları avlamak için lagos balığı gibi diğer türlerle iş birliği yapabilirler. Zehirli anemonlara sahip yengeçlerden kaçınmayı ya da onlaradan sokulmaktan kaçınarak dikkatlice saldırmayı öğrenebilirler.
Ahtapotlar deniz kabuklarını ve molüskleri tüketmek için değişik teknikler kullanırlar; ya kabuğu zorla açıp açık kalmasını sağlamak için arasında bir taş koyarlar, ya da kabuğu oyup içine avın açılmasını sağlayan felç edici bir zehir enjekte ederler. Bu zehir kabuğun altındaki çok spesifik bir kasa enjekte edilir ve ahtapotlar tükettikleri her kabuğun delindiği yeri öğrenip hatırlarlar.
Kemiksiz, beyinsiz değil
Ahtapotların bilişsel becerilerini laboratuvarda test edebiliriz. Ethos laboratuvarımızda, şu anda sıradan ahtapotların hafızaları ve geleceği planlama becerileri üzerinde çalışıyoruz. Şaşırtıcı becerilerinden dolayı araştırması oldukça karmaşık olan hayvanlar.
İnanılmaz kuvvetleri, laboratuvar ekipmanımızı kolayca yok etmelerine sebep oluyor: Su altı kameralar ile dikkatli olun, onları batırmak için su geçirmez kutuları açabilirler! Ayrıca ahtapotlar kemiksiz oldukları için, tanklarındaki en küçük bir açıklıktan bile kolayca kaçabilirler. Aynı zamanda oldukça meraklıdırlar ve zamanlarını tanklarına giren elleri, ağları veya herhangi diğer bir objeyi yakalamakla geçirirler. O noktada yakaladıklarını bırakmanın kararı tamamen onlara kalmıştır.
Kavanoz açabilmek, etkileyici olmasına ve sık sık ahtapotun zekâsının tasviri olarak kullanılmasına rağmen, onların en kayda değer yetenekleri bu değil. Bu daha çok çeviklik ve kavrayabilmekle alakalı ve ahtapotlar bu görevi yerine getirmekte oldukça yavaşlar: aşırı eğitimli olsalar bile, bir ahtapot bir kavanozu açmak için 1 dakikadan fazla süreye ihtiyaç duyar. Etkileyici zekâlarının daha iyi bir örneği duvardaki küçük, kare bir açıklıktan geçirmek için L şeklinde bir objeyi hareket ettirebilmeleridir.
Ahtapotlar ayırt edici öğrenmete de ileri düzeydedirler: İki obje ile karşı karşıya kaldıklarında kararlarını renk, şekil, doku veya tadına göre vererek ödül için bir tanesini seçip ona saldırmayı öğrenebilirler ve bu bilgiyi aylarca hatırlayabilirler. Aynı zamanda, daha önce öğrenilmiş bir kuralı yeni bir objeye spontane bir şekilde uygulayarak genelleme yapabilirler, ki bu kompleks bir düşünce sürecidir. Mesela daha önce gördükleri gerçek bir topa saldırmayı öğrenmiş ahtapotlar ekranda sunulan sanal bir topa da saldırabilirler.
Ahtapotlar aynı zamanda koşullu ayırdetme de yapabilirler. Yani bağlama göre seçimlerini değiştirebilirler. Mesela bir nesneye sadece baloncuklar varken saldırmayı öğrenebilirler. Aynı zamanda uzamsal öğrenme aracılığıyla gizlenmiş bir sığınağın yerini hatırlayabilir, bulabilir veya görsel işaretler kullanarak kollarını opak ve T şeklindeki bir aparatın içinde nasıl yönlendireceklerini anlayabilirler.
Son olarak ahtapotlar, belirli objenin yerine ötekini seçmek gibi başka ahtapotların yerine getirdiği görevleri izleyerek öğrenebilirler. Onların aslında izole canlılar olduğu düşünüldüğünde bu şaşırtıcıdır.
Not: C eksi
Ahtapotlar zekâ tanımının her kriterine uyuyorlar: Bilgi toplamada (algılarını kullanma ve sosyal öğrenme), işlemekte (ayırdetme ve koşullu öğrenme yardımıyla), saklamada (uzun süreli bellek sayesinde) ve hem avcı hem de ava karşı uygulamakta büyük bir esneklik sergilerler.
Bariz olan yeteneklerine rağmen, ahtapotlar tepkilerinde inanılmaz biçimde dengesizlerdir; özellikle diğer hayvanların nerdeyse kusursuzca başardığı görsel ayırt etme görevlerinde doğru cevabı %80 oranla verirler.
Fakat sakın yanılmayın: Ahtapotlar zeki olabilirler ama kafadanbacaklılar sınıfında ancak parlak ama yaramaz öğrenciler olurlardı; mürekkep balıkları ise sınıf birincileri olurdu.
Mürekkep balıkları daha az bilinir fakat dünya çapında birçok araştırma projesinin konusudur. Ahtapotlardan daha az yıkıcı olup olağanüstü öğrenme becerilerine sahiptirler, kompleks kuralları anında öğrenip mükemmel bir şekilde uygulayabilirler.
Editör: Yunus Şahin