Yurtta Sağ Cihanda Sağ: Muhafazakârlık, Popülizm, Faşizm
Günümüzde sağ ideolojiler ve faşizmin yeniden gündeme gelişi üzerine derinlemesine düşünmek gerekiyor. Tanıl Bora’nın bu konuda yaptığı analizler, sağın tarihsel gelişimi, yeni muhafazakârlık, popülizm ve alternatif sağ üzerine kritik ipuçları sunuyor. Bu videoda, Bora’nın görüşlerine dayanarak günümüz sağ akımlarının yapısını ve faşizmle olan ilişkisi irdelenmektedir.
Sağın Tanımı ve Evrimi
Tanıl Bora, sağ ideolojiyi en basit tanımıyla “sola karşı olmak” olarak açıklıyor. Sağ, geleneği ve yerleşik düzeni savunurken, eşitlik fikrine şüpheyle yaklaşır. Geleneksel muhafazakârlık, modernizmin toplum üzerindeki etkilerini kontrol altına almaya çalışan, daha temkinli bir ideolojiydi. Ancak yeni muhafazakârlık, toplum mühendisliği aracılığıyla “gelenek” olarak tanımlanan öğeleri agresif bir şekilde yeniden inşa etmeye çalışıyor. Bu noktada, AKP’nin Osmanlı-Selçuklu mimari ve dil anlayışı üzerinden yeni bir kimlik inşa etmeye çalışması çarpıcı bir örnek olarak sunuluyor.
Popülizm ve Yeni Sağ
Popülizm, sağ siyaset içinde giderek daha fazla baskın hale gelen bir fenomen. Popülist siyaset, “halk” ve “elitler” arasındaki gerilimi temel alarak kurgulanıyor. Halkın iradesini temsil ettiğini iddia eden popülist liderler, karşıtlarını “hain”, “yozlaşmış” ya da “dış güclerin ajanı” olarak tanımlıyor. Seçimler, popülist liderler için vazgeçilmez bir araç haline geliyor; referandumlar ve sürekli sandık vurgusu ile “milli irade” kavramı bir silah gibi kullanılıyor.
Popülizm ve yeni sağın bir diğer önemli özelliği sosyal medyanın etkin kullanımı. Alternatif sağ akımlar, sosyal medya üzerinden gençleri etkileyen mizahi ve provokatif dil kullanıyor. Bu noktada, mizah aracılığıyla nefret söyleminin yayılması ve radikal sağ fikirlerin meşrulaştırılması dikkat çekiyor.
Faşizm ve Günümüz Tehlikeleri
Faşizm kavramı, popülizme göre daha ağır bir iddia olsa da, sağın bazı unsurlarının faşizme yaklaşıyor olması bir gerçek. Tanıl Bora, faşizmi üç temel düzlemde ele alıyor: rejim olarak faşizm, hareket olarak faşizm ve ideoloji olarak faşizm.
- Rejim olarak faşizm, tam bir totaliter yapıyı ifade eder. Muhalifleri tamamen ortadan kaldırmayı amaçlar.
- Hareket olarak faşizm, örgütlü, paramiliter yapıları içeren, toplumda korku yaratmayı hedefleyen bir anlayıştır.
- İdeoloji olarak faşizm ise, dönemsel olarak farklı sağ akımlarla etkileşime giren, eşitlik ve özgürlük karşıtı bir zihniyet yapısını ifade eder.
Günümüzde faşizmin tam anlamıyla bir rejim olarak kurumsallaşmamış olması, onun bir tehdit olmadığı anlamına gelmiyor. Sağ ideolojilerin birbirleriyle olan simbiyotik ilişkisi, faşizme evrilebilecek bir zemini hazırlıyor.
Zafer Partisi ve Yeni Dalgalar
Bora’ya göre, Zafer Partisi modern bir faşist parti olarak tanımlanabilir. Kentli, seküler ve ırkçı bir milliyetçiliği savunan bu parti, sosyal medya etkisiyle güç kazandı. Göçmen karşıtı politikaları, “Zafer Turizm” gibi mizahi öğelerle sunarak genç kitleleri etkileyen bir strateji izliyor. Bu tür partiler, özellikle ekonomik krizler ve toplumsal korkular üzerinden beslenerek güç kazanıyor.
Sonuç: Solun Yanıtı Ne Olmalı?
Tanıl Bora, faşizme ve yeni sağa karşı koyabilmek için solun sosyal ilişkileri güçlendirmesi gerektiğini vurguluyor. Bireylerin yüz yüze temas etmesi, dayanışma ağlarının kurulması ve anti-faşist hareketlerin daha aktif hale gelmesi kritik bir nokta.
Ayrıca, sosyal medyanın sağ ideolojiler için etkili bir araç olması, solun da bu platformlarda daha etkin stratejiler geliştirmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Faşizmin ideolojik yayılımını engellemek için, eşitlik ve özgürlük fikirlerini toplumsal bilince daha fazla kazımak gerekiyor.
Son olarak, Bora’nın “karamsar olmayan umut” kavramı, sol hareketlerin motivasyonunu yüksek tutmalarının ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor.
Editör: Kerim Can Kara